Deneyimli Anne
GENEL KONULAR GÜZELLİK DENEYİMLERİM MUTFAK DENEYİMLERİM ANNELİK DENEYİMLERİM GEZME TOZMA DENEYİMLERİM

26 Ekim 2019 Cumartesi

Kontrol Yayıncılık






Selam blog dostlar. Nasılsınız? Bugün sizlere severek ve eğlenerek yaptığımız, Kontrol Yayıncılık’a ait “dikkat ve hafıza seti” nden bahsetmek istiyorum.

Biliyorsunuz günümüz çocukları sürekli ekrana maruz kalıyor ve bu da onlarda maalesef ki birçok soruna yol açıyor. Özellikle şu sıralar “dikkat dağınıklığı” sözünü her yerde duyuyorsunuzdur. Ben de bu konuda hassas olduğum için, çocukların yaşadığı bu sorunu en aza indirgeyebilmek adına Kontrol Yayıncılık’ın dikkat ve hafıza setini aldım.

Oğlum 7 yaşında olduğu için biz “7 yaş dikkat ve hafıza setini” aldık.

Bu setin içerisinde çocukların algılarını güçlendirecek çok keyifli egzersizler var. Bu egzersizler algı merkezlerinin aktif olarak çalışmasını sağlıyor, bu sebeple çocuklar için çok faydalı.

Az önce yukarıda bahsettiğim gibi “Dikkat” benim için çok önemli bir konu. Oğlum da bu sene 1.sınıfa başladı ve  ben de onu bu kitaplarla desteklemek istedim.

Biliyorsunuz “dikkat ve hafıza eğitim setleri” çocuğun ders başarısını ve derslerdeki konsantrasyon süresini arttırmaya yardımcı oduğu gibi okuduğunu anlama ve farklı yollardan problem çözme yeteceğini arttırmaya da yardımcı oluyor.



 Kontrol Yayıncılık’ın 7 yaş dikkat ve hafıza güçlendirme seti, 2 kitaptan oluşuyor. Kitaplar toplamda 256 sayfa ve içerisinde 190 soru var.
Sorular kolaydan zora doğru. İçerisinde resimler ve şekiller var ve  oğlum bunları yaparken hiç sıkılmadı, severek yaptı.

Sizlerde çocuğunuzla hem kaliteli vakit geçirmek hem de kontranstrsyonun artmasına yardımcı olmak isterseniz Kontrol Yayıncılık’ın uzmanlar tarafından özenle hazırlanmış bu setini rahatlıkla  alabilirsiniz.

Daha miniklerimiz için de setleri var. https://www.kontrolyayincilik.com/ adresinden daha neler olduğunu detaylı şekilde inceleyebilirsiniz.. Bizden söylemesi ;)

Devamını Oku...

24 Eylül 2019 Salı

Çocuğunuz İçin Faydalı Süt Bilgileri


Çocuğunuza ne zamandan itibaren süt vermeye başladınız? Veya şöyle sorayım; çevrenizde çocuğuna süt içirmeyen anne baba var mı?

Biz hepimiz lıkır lıkır süt içerek büyüyen bir nesilden geliyoruz. Hatta süt içmezsek dişlerimizin çıkmayacağı, boyumuzun yeterince uzamayacağı gibi sözleri çook duyduk. :)


Geçenlerde çocuklu arkadaşlarımızla konuşuyorduk. Son zamanlarda, özellikle anne baba olduktan sonra fark ettiğimiz bir şey var; şimdiki çocuklar, bizim dönemde olduğu kadar süt içmiyor. Halbuki süt ne kadar faydalı! Bu yoğun koşturmacalı hayat içinde bu konuyu atlıyoruz. Çocukların kemik gelişimi ve sonraki yaşamları için sütün yararları saymakla bitmiyor ve bunu tekrar hatırlamak bizim görevimiz. 



Sütün Yararları Neler?

Hazır konusu açılmışken, anneler için de hassas ve merak edilen bir konu olduğundan sütün faydalarından bahsetmek istiyorum.

Hadi sırayla gidelim, önce gebelikten başlayalım.



Süt tüketimi sadece çocuklar için değil, gebelik ve emzirme dönemi için de çok önemli. Süt, gebelik ve emzirme dönemlerinde, bebeğin büyümesi ve gelişmesi için gerekli vitamin ve minerallerin vücuda alınmasına ve bebeğin kemik gelişimine yardımcı oluyor. Aynı zamanda annenin kemik ve diş sağlığının korunmasını da sağlıyor.



Çocukluk ve ergenlik döneminde ise süt, güçlü kemik ve diş oluşumunu sağlıyor, kemik yoğunluğu artırıyor, sağlıklı büyümeye, özellikle de 1-4 yaş döneminde çocukların zihinsel gelişimine yardımcı oluyor.



Süt tüketimi sadece çocukluk döneminde değil, ileriki yaşlar için de çok önemli. Yetişkinlerde ve yaşlılarda da süt, kemik sağlığının korunmasında etkili rol oynuyor ve vücudun ihtiyaç duyduğu protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini gibi birçok besin öğesini içeriyor.


Her Süte Güvenmeyin

Şimdilerde bir doğala dönüş merakıdır gidiyor. Güzel ama her ürün gerçekten söylendiği gibi doğal mı? Özellikle dikkat ediyorum, açıkta satılan çiğ sütleri doğal algısıyla sorgulamadan evlerimize sokuyoruz. Halbuki denetimden geçmeyen çiğ sütler, ciddi anlamda sağlık riski içeriyor.

Bunun yerine uzun ömürlü veya günlük ambalajlı süt tüketmelisiniz. Her yerde kolaylıkla bulabileceğiniz ambalajlı sütler, çeşitli denetimlerden ve doğru işlemlerden geçtiği için güvenilirdir – aynı zamanda katkısız ve doğaldır. Şahsen benim de tercihim, kolay ulaşılabilir olması ve tam anlamıyla güvenilir olması nedeniyle kutu sütler.  

Sonuçta vücudumuza giren her bir gıda için çok dikkatli olmamız gerekiyor, değil mi?


 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Devamını Oku...

22 Mart 2019 Cuma

Lifecell’den Akıllı Kamera: SUPERCAM


SUPERCAM ile Sevdiklerinize Gözünüz Gibi Bakın

Teknolojilerle deyimler çok bağlantılı aslında. Mesela “gözün gibi bak”. Ne güzel bir deyim değil mi? Bir şeyin ne kadar değerli olduğunu göstermek için söylenir. Eski zamanlarda önemsediği şeylerden ayrılmak zorunda kalan insanlara güven vermek için.



Zaman ilerlese de ihtiyaçlar değişmiyor. Deyimler ve ihtiyaçlar da teknoloji ile birlikte yeni anlamlar kazanıyor.

Gözün gibi bak deyimi için de başka bir çözüm var artık. Yeni bir teknoloji: Supercam

Supercam evini, işini, evcil hayvanını, bebeğini… insanın önemsediği ne varsa gözü gibi bakabilmesi için yapılmış bir hizmet. Lifecell’in sunduğu güvenlik hizmeti Supercam ile kamera sistemlerinizden evinizi mobil uygulama sayesinde izleyebiliyor, geriye dönük kayıtlarınıza ulaşabiliyorsunuz. Çift taraflı konuşma özelliği ile cihaz üzerinden iletişim kurabiliyor, davetsiz misafirler için alarm alanı oluşturabiliyorsun. Tüm bu özellikleri ile gerçekten sevdiklerine gözün gibi bakabiliyorsun.



Üstelik bu teknolojiyi Lifecell’liler ve Turkcell’liler avantajlı şekilde kullanıyor. Supercam ile birlikte uygulama içinde kullanabilecekleri 5 GB internet de beraberinde geliyor.

Supercam’in paket özelliklerini gözden geçirin, avantajlı fırsatları kullanın, siz de sevdiklerinize gözünüz gibi bakın.

Akıllı Paket: 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma özelliklerinin kullanılabildiği paket.



Bulut Paketi (7 veya 30 gün): 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma ve 7 gün veya 30 gün geriye sarma özelliklerinin kullanılabildiği paket.

Not: Supercam, ücretsiz kurulum, 7/24 destek hizmeti, gece gündüz 1080p (HD) çözünürlüğünde izleme imkanı, alarm alanında hareket olması durumunda telefonuna anında bildirim gönderme ve video klip oluşturup paylaşma özellikleri ile birlikte kullanılabilmektedir.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını Oku...

20 Mart 2018 Salı

Başka Çocuklara Tahammülsüzlük


Çocuk büyütmek ne kadar zor! Sadece yemesi, içmesi, giyinmesi değil sosyal olabilmesi için de ayrıca uğraşmamız gerekiyor.

Sosyal olurken yalnızca çocuklarla uğraşmıyoruz ebeveynleri ile de uğraşıyoruz maalesef! İnanın genel olarak çocuklarda sorun yok, ebeveynler sorunlu! Bir bakın etrafınıza çocuklar az önce kavga ettiği arkadaşının yanına gidip oyun oynayabiliyor ama ebeveynler unutmuyor ve kavga ediyor!

Maalesef kimse kendi çocuğunu uyarmıyor hep başkalarının çocuğunu uyarıyor. Oyun oynamalarına da izin vermiyoruz, problem çözmelerine de! Burada şiddeti kastetmiyorum. Şiddet uygulandığında tabii ki müdahale edeceğiz ancak ufak tefek itişip kakışmalarına da izin vermek gerek. Anne baba olarak her zaman bu çocukların yanında olamayacağımıza göre bunu da öğrenmeliler.

Herkes kendi çocuğunu uyarsa sorun ortadan kalkacak ya da söylenecekse iki çocuğa birden -rencide etmeden- söylenmeli. Sürekli kendi çocuğunu haklı göstermeye çalışmak yerine diğer çocuğun da çocuk olduğunu unutmadan davranmak daha doğru olmaz mı?

Bence bizim sorunumuz ne biliyor musunuz? Bencillik! Kendi çocuğumuz dışındakilere çocuk gözüyle bakmıyoruz. Sanki karşıdaki çocuk değil düşman! Eğer yüreğimizin "adalet terazisi" bozuksa hep bir taraf aşağı çeker. Bizlerde de böyle maalesef!


Kolunu çekme, elini uzatma, saçına dokunma, .... iyi de bu çocuklar nereleriyle oyun oynayacaklar?! O zaman neresine dokunacağını söyle de bilelim nasıl oyun oynayacaklar!

Geçen gün sevdiğimiz arkadaşlarımızla beraber yemek yiyelim dedik. Her şey gayet güzel çocuklar kendi aralarında şakalaşıyor ama annesi babası sürekli benim oğlumu uyarıyor.(Bütün gece uyarıldı) Halbuki masada kendi çocuğu bir şey söylüyor bizimkide gidip saçına dokunup tekrar geliyor. Belli ki aralarında şakalaşıyorlar. Sadece benim çocuğumu uyarana kadar "çocuğum sen de arkadaşının şaka yapmasını istemiyorsan sus lütfen" desene!!! Yok ama kendi çocuğu haklı ya hiç der mi onu? Sonra babası uyarmaya başladı oğlumu!  Tabii bana soldan soldan gelmeye başladılar. Bizim de ister istemez yüzümüz düştü eşi bu duruma ve çocuğumuza bağırdık. Ben bağırdım, eşim bağırdı, kadın ve adam sürekli uyardı!!! Peki diğer çocuğu kim uyardı sizce? Hiç kimse tabii ki! Çünkü onun çocuğu onlara göre hatasız! Neyse eve geldik oğlum başladı ağlamaya. Ben bir şey yapmadım sadece oyun oynamaya çalışıyordum. Ne yaptım ki ben! En sonunda da "keşke ölsem" deyince ben artık koptum. Neymiş arkadaşlarımızla yemek yedik! Ben mutsuz olduktan sonra benim çocuğum mutsuz olduktan sonra bir anlamı kalmıyor ki bir araya gelmenin!

Evet şimdiki anne babalar olarak çok bilgiliyiz, çok okuyoruz, okuduklarımızı harfiyen uygulamaya çalışıyoruz vs. vs. ama sevgisiziz! Sadece kendi çocuğumuzu seviyoruz, başka çocuklara tahammülümüz yok!

İnanın bu ilk değil o kadar çok olay yaşıyoruz ki! Başkasının çocuğunu uyarırken iki kere düşünmeliyiz. Bakın hiç uyarmamalıyız demiyorum sürekli uyarmamalıyız. Bu karşı taraf için çok rahatsız edici bir durum. Bir de sürekli uyarılan çocuk daha da hırçınlaşabiliyor o yüzden ortaya söylemekte fayda var. Ahmet, Mehmet,... çekme, yapma, tutma yerine "çocuklar lütfen yapmayın" demek daha doğru. Eminim sizlerde yaşamışsınızdır. Haydi siz de yaşadıklarınızı anlatın dertleşelim.

#öncekendiçocuğunuuyar




Devamını Oku...

1 Kasım 2017 Çarşamba

Kavgacı Çocuk Ailelerinin Ortak Yönleri



Çocuklar neden kavgacı oluyorlar?  Çocuk ailesinde şiddet görüyorsa, şiddete meyilli oluyor. Evet, bu doğru ancak tek sebep bu değil!

Neden mi?

Benim, kavgacı / vuran çocukların ailelerinde gözlemlediğim bir kaç ortak yön var. Mesela bunlardan biri çocuklarını sürekli haklı çıkarma çabaları! Diğeri de davranışlarında net olmamaları! 

Ben oğlumu sürekli, "arkadaşlarına sakın vurma, onların canını acıtma, bir sorununu halledemediğinde bana gel ya da öğretmenine söyle" diye sık sık tembihliyorum. O yüzden oğlum kendinden küçük veya büyük fark etmez güzel güzel dayağını yer sonra eve gelir ağlar! Evet hoş bir durum değil! İnsan çocuğunu böyle görmek istemiyor. Biraz olsun kendini savunmasını da istiyor. Tabii ki "sana vurana sen de vur demiyorum ama sana vurulduğunda sen de onu ittir kendinden uzaklaştır ki daha fazla zarar veremesin" diye söylüyorum. Yine de alışkın olmadığı bir davranış olduğu için canı acımasa da gururu incindiği için ağlıyor!

Bazı anne/babalar şunu bile söyleyebiliyor "çok hızlı vurmadı ki !!! Arkadaş çek çocuğunu, nereden biliyorsun hızlı vurmadığını, canının acımadığını? Hem hızlı vurmasa bile neden gururunun incinmesine sebep olunsun çocuğumun?

Az önce de söyledim ya bu çocukların ailelerine baktığımda sürekli çocuklarının yaptıklarını haklı çıkarmaya çalıştıklarını gördüm diye... Çocukları vurur ancak onlar sürekli, "sizin çocuğunuz (bağırdı, oyuncağı vermedi, çekil dedi çekilmedi...  ) bunu yaptı bizimkide buna çok (üzüldü, sinirlendi, ...)  o yüzden vurdu diye savunmaya çalışır! Bunu duyan çocuk "hımmm demek ki vurmakta çok da haksız sayılmam" diye düşündüğünden vurma davranışını tekrarlar; çünkü onlar detaylı düşünemezler. Tepkinizi sırıtarak ya da onun davranışını savunarak gösterirseniz tabii ki o çocuk bu davranışı tekrarlar! 

Dayak yiyen çocuk kendi çocuğu olmadığı sürece sorun yoktur bu aileler için! 

Maalesef şöyle söyleyenlerde oluyor "bırakalım kendileri halletsin! Evet kendileri halletsin o zaman senin çocuğuna vurulduğunda neden çekiyorsun onu, bırak kendileri halletsin!

Benim çocuğum dayak yerken kendileri halletsin, senin çocuğun aman dayak yemesin! Bizimki çocuk değil ya!


Herkesin çocuğu kıymetli. Kimse çocuğuna vurulsun istemez. Arada itişip kakışmalar olabilir hatta arada vuruşabilirler bile ancak bu her seferinde olursa maalesef bu insanlarla araya mesafe koymak zorunda kalıyorsunuz! Hem çocuğunuza vurulmuş hem de hala haklıymış gibi sebepler sıralanınca sinirleriniz bozuluyor ister istemez! 

Bu aileler aslında en büyük kötülüğü kendi çocuklarına ediyorlar; maalesef  çocukları arkadaş edinemiyor ve yalnız kalıyor!

Anne baba olarak bizim görevimiz çocuklarımıza kılavuzluk etmek! Eğer biz doğru kılavuzluk etmezsek o gemi bir gün karaya oturur. Gemiyi karaya oturtmamak dileği ile...




Devamını Oku...

26 Ekim 2017 Perşembe

Moda



Merhaba dostlar...
Artık moda üzerine de yazmaya başlıyorum. Sevgili arkadaşım "Derya'nın Spor Günlüğü" nün tavsiyesi üzerine karar verdim desem...

Hep söylüyorum ya blogger ortamında çok güzel dostluklar edindim diye. Derya'da onlardan biri. O söyler de ben tavsiyesine uymaz mıyım?

Spor şıklık benim tarzım. Anaaağ olduğum için :) rahat giysileri tercih ediyorum elbette; çünkü çocuğun peşinden koştururken oramı buramı çekiştirmeyi sevmiyorum ama şık olmak istiyorum. İçimde kokoş bir taraf var, farkındayım!

Bakalım "genç anne modası" diye bir akım başlatabilecek miyim?;)

Taa evlenmeden önce aldığım eteğimi çok az giymişimdir.(Evleneli 10 sene oldu etek 11 senelik:)) Ama cıvıl cıvıl renkleri ve uçuş uçuş kumaşı ile beni benden alıyordu her zaman. Daha önceleri babetle giydiğim eteğimi bu sefer de giymekten vazgeçmediğim spor ayakkabılarımla kombinledim.

Eteğim çok renkli olduğu için üzerime düz beyaz v yaka t-shirt giymeyi tercih ettim. Biliyorsunuz V yakalar boynunuzu olduğundan uzun, yüzünüzü ince gösterir. Ben genelde V yaka t-shirtleri ve kazakları tercih ediyorum. Geniş omuz ve küçük göğüslere sahipseniz rahatlıkla siz de tercih edebilirsiniz. Yalnız göğüsleriniz büyükse sarkık göstereceği için pek tavsiye etmem.

T-shirtü uzun bırakıp bir kısmını belime soktum. O salaş görüntü "cool" bir hava verdi bana. Bu tarz etekleri sıfır veya V yaka t-shirtlerinizle kombinleyebilirsiniz.

Eğer vücut tipinize göre giyinirseniz kilolarınızı gizleyip daha ince görünebilirsiniz. Bu ince kumaştan eteğimin beni olduğumdan daha zayıf gösterdiğini düşünüyorum ve modanın aslında insanın kendisine yakışanı giymesi demek olduğunu düşünüyorum.

Üşürsem diye üzerime aldığım kot montumunda eteğimdeki renklerle uyması cuk oturdu diyebilirim.

Ee kim demiş anneler şık olamaz diye? Sizce de şık değil miyim?;)





Devamını Oku...

25 Ekim 2017 Çarşamba

Bebekler Her Yerde Emzirilir mi?



Doğuma girmeden önce o kadar
endişeliydim ki, doktorum bana "bu kadar endiseleneceğine bebeğini kucağına aldıktan sonra nasıl emzireceğini düşün" demişti.

Evet, aslında doğru söylemiş. İlk kucağıma alıp emzirmemle başlayan serüvenimiz böylece devam etti. 

İlk başlarda, "aman göğsüm görünmesin, aman üstüme şal alayım, aman dışarı çıkayım ya da dışarı çıksın" derkeeennn.... Her yerde emzirmeye başladım. Yani memeler fora :))))) 

Hatta o dönemde öyle bir psikolojiye giriyor ki insan, artık dişi olduğunu bir tarafa atıyor sadece anneligi ile ilgileniyor. Üçüncü kişilerinde artık memenizle değil, anneliğinizle ilgilenmesini istiyorsunuz. Hem ben niye kaçıyorum ki rahatsız olan kaçsın öyle değil mi? Sezaryenden yeni çıkmışsın, bebeğini emzireceksin, başka bir yere gitmeye çalışıyorsun.

Bir de emziren bir kadından tahrik olmak nedir? Bundan bile tahrik oluyorsa bir doktora görünsün! Bizim ne suçumuz var? Biz kendimizi bu sapıklara göre mi ayarlayacağız?

Her yerde çocuğumuzu beslemeye hakkımız var. Aç mı bırakalım yani onları? Bütün emzirme dönemimiz başka bir odada ya da birilerinden kacarak mı geçsin?Tamam bunu da usturuplu bir şekilde yapalım, gidip you tube da "bak nasıl emiyor deyip göstere göstere emzirmenin de bir alemi yok! O da ayrı bir teşhircilik! Neyi gösteriyorsun kime? Emerse emsin emmezse emmesin! Millete ne?

Bazen üzerimize örtü örtmemize rağmen laf söylenmesini eminim çoğumuz yaşadık! "Evet, yaşadık tabii" dediğinizi duyar gibiyim. 

Ee bebek acıkmış, ciyak ciyak bağırıyor, ne yapacağız? Emzirmeyelim mi? İlla oda mı arayalım çarşıda pazarda? Yoksa hiç evden dışarı çıkmayalım mı? Anne olduysak insanlıktan çıkmadık ya! Yine gezeceğiz yine sosyal olacağız. Anne olmak zaten zor ne olur iyice zorlaştırmayalım! 

Biz emzirdikçe alışacaklar, o yüzden bebeklerimizi her yerde emzirelim. Onlar için bu en güzel besinse ve gelecek nesillerimizin sağlıklı olmasını istiyorsak emzirelim.
Devamını Oku...

27 Eylül 2017 Çarşamba

Yves Rocher Normal Saçlar için Şampuan



Merhaba dostlar...

Bloğumu boşladığımın farkındayım ama bundan sonra elimden geldiğince yazmaya gayret edeceğim. Malum işler güçler hiç bitmiyor!

Bugün sizlere Yves Rocher'in "Normal Saçlar için Parlaklık Veren Şampuan"ından bahsedeceğim.

Yeşil bir ambalaja sahip olan "Yves Rocher Normal Saçlar için Şampuan" ın ambalajı gayet kaliteli duruyor. İçindeki sıvıda krem renginde.

Kokusuna gelirsek bayıldım diyebilirim. Bence çok ferah bir çiçek kokusu var. Yalnız ben şampuanı normalden fazla kullandığımdan mıdır yoksa içindeki şampuan miktarının azlığından mıdır bilemiyorum çabuk bittiğini farkettim.

Saçlarım işlem görmüş olduğu için bariz bir fark göremesem de paraben, silikon ve renklendirici içermediğinden tercih sebebim olabilir.

Bitkisel içeriğe sahip olduğundan marketten aldığımız diğer şampuanlar gibi köpürmediğini de belirtmek isterim.

Saçlarımda ağırlık yapmadığı gibi çabuk yağlanmaya da sebep olmadı.

Yves Rocher Normal Saçlar için Şampuan "organik sefa çiçeği" içerikli. Fiyatı 20 Tl civarında. Pahalı değil ama okuduklarıma göre Fransa'da çok ucuzmuş! Nedense Türkiye'de hep pahalı oluyor bu tarz ürünler!

Sizler kullandınız mı? Yorumlarınızı merak ediyorum.

Sevgiler...
Devamını Oku...

22 Ağustos 2017 Salı

Kullanım Kolaylığı ve Estetik Bir Arada


Derin dondurucuların faydalarını anlatarak zamanınızı almayacağım, uzun süreli gıda depolama için başka bir seçeneğin olmadığını zaten biliyorsunuzdur. Henüz bilmiyorsanız da, bu yılki Kurban Bayramı’nda öğreneceksiniz zira etleriniz buzdolabı içerisinde en fazla bir hafta dayanacak! Yani ister et, isterse de diğer gıdalar için uzun süreli depolama yapmak istiyorsanız, bir derin dondurucu kullanmanız gerekiyor. Bu bakımdan iki seçeneğiniz var: yatay ve dikey derin dondurucu modelleri. Yatay olanlar bir sandığı andırıyor ve kapakları üst kısımda yer alıyor. Dikey olanlar ise aynı bir buzdolabı gibi: Kapakları ön kısımlarında bulunuyor ve (isminden de tahmin edebileceğiniz gibi) dik şekilde kullanılıyorlar. Ben, tercihimi dikey derin dondurucu modellerinden, hatta daha net söyleyecek olursak, UED 5170 DTK A++ modelinden yana kullandım.


                                                               


Neden derseniz, her şeyden önce Uğur Soğutma markası güven veriyor. 60 yılı aşkın bir süredir derin dondurucu üretiyorlar ve bu nedenle benzersiz bir uzmanlıkları bulunuyor. Unutmayın, bu cihazları on yıllar boyunca kullanmak için alıyorsunuz ve he sağlamlıkları, hem de servis ağlarının yaygınlığı önem taşıyor. Uğur Soğutma, her iki bakımdan da beklentilerimi fazlasıyla karşılıyor. Gelelim tasarıma: UED 5170 DTK A++, dikey bir derin dondurucu modeli. Ben bu tasarımı seviyorum zira kullanması daha pratik geliyor: Aynı bir buzdolabı gibi rahatça kullanabiliyor, hatta buzdolabının yanına koyarak uyumlu ve estetik bir görünüm elde edebiliyorsunuz (ben öyle yaptım, tavsiye ederim). 



UED 5170 DTK A++ yalnızca 46 kilo, yani kimseyi çağırmama gerek kalmadan bir köşeden diğerine kolayca taşıyabiliyorum. İç hacmi 170 litre, sadece benim değil, komşularımın gıdalarını bile depolamaya yetiyor! A ++ enerji sınıfında olduğu için, neredeyse hiç elektrik harcamıyor. En sevdiğim özelliği de, elektrik kesintilerinde bile içindekileri 15 saat boyunca korumaya devam edebilmesi oldu. Sık sık kesinti yaşanan bir yerde oturuyorsanız, emin olun bu özellik çok işinize yarayacak. Satın almak için https://satis.ugur.com.tr/item/ued-5170-dtk-a/100028 adresini kullanmanızı tavsiye ederim, peşin fiyatına 12 taksit yaptırarak kredi kartınızla alabiliyorsunuz. Geniş iç hacimli, dayanıklı, pratik ve uygun fiyatlı bir derin dondurucu arıyorsanız, UED 5170 DTK A++ modelini gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.


                                     

Bir boomads advertorial içeriğidir.


Devamını Oku...

4 Temmuz 2017 Salı

Eğitimde Yaratıcı Drama Teknikleri


  Eğitimde Yaratıcı Drama Teknikleri


Bilinç Koridoru 

Dramada olay örgüsü devam ederken ana karakterin karşılaştığı herhangi bir iki­lemi ya da içinden çıkamadığı durumu görmesine yardımcı bir tekniktir. Sahne dü­zeni, kişilerin yüzleri birbirine dönük olarak karşılıklı iki sıra hâlinde dizilmelerini gerektirir. Ana karakter, insanların oluşturduğu iki sıra arasında yürür ve bu sırada küme üyeleri, kahramanın karar veremediği konuda kendi görüşlerini söylerler. Öğrencilerin her biri değişik düşünce ve duyguları yansıtan birer tümce söyleye­rek karakterin vicdanının sesi olurlar. Bazılarının görüşlerine uymayan karşıt gö­rüşler olabilecek düzenleme yapılabilir. Bu süreçte, koridor boyunca önerilen dü­şünceler ve duygusal uyarımlar, karakterin bir karara varmasına yardımcı olur. Ana karakter geçidin sonuna ulaştığında kararını verir. Bu teknik “düşünce tüneli” ola­rak da bilinir.

Bölünmüş Ekran 

Drama sürecinde öğrenciler, değişik zamanlarda ve yerlerde gerçekleşen iki ya da daha fazla sahne düzenlemesi yaparlar. Sahneleyiş biçimi, çalışmanın bütününü bozmayacak biçimde iki ya da daha fazlaya bölünür. Daha sonra sinema filmlerin­de olduğu gibi bu sahnelerin arasındaki olayları, ileri ya da geriye gitme biçimin­de çalışırlar. Bu iki sahnenin kurgusu, bağlantıları, karşılıklı ilişkileri çok dikkatli bir biçimde hazırlanmalıdır 

Dedikodu Halkası

Drama süreci içinde bulunan karakterlerin davranışları, katılımcılar tarafından oluşturulan bir halka içerisinde, dedikodu olarak eleştirilir. Dedikodu, halkada ya­yılarak ilerlerken daha da çarpıtılır ve büyür. Dramanın daha ileri aşamaları için gerginlik ve çelişkileri belirlemede işlevsel bir tekniktir 

Donuk İmge 

Drama sırasında önemli bir durumu gerçekleştirilirken öğrencilerin/ katılımcıların donuk bir fotoğraf oluşturmasıdır. Oyundaki eylem ve söz, bir fotoğraf gibi ya da videodaki gibi dondurulur. Öğretmenin/liderin düzenlemesiyle gerçekleştirilen imgesel fotoğraflara, o doğaçlamanın dışında kalan diğer öğrenciler/ katılımcılar tarafından bu imgeler üzerinde kısa süreli konuşularak ve çözümleme yapılır. Özellikle anlamların somut imgelere dönüştürülmesi, duyguların en ekonomik ve denetimli biçimde kümedekiler tarafından yorumlanması olasıdır.


Doğaçlama 

Verilen bir durum ya da nesnenin göz önünde bulundurularak anında, kendiliğin­den (spontane) canlandırma yapılır. Kim?, ne?, nerde?, kimle? gibi değişkenler do­ğaçlamaya yön verir. Doğaçlama, kalıpları önceden belirlenmeksizin herhangi bir şey ya da durumla ilgili olarak değişik anlatım araçlarını kullanmaktır. Özgür ya­ratma eylemi olarak da tanımlanabilecek doğaçlama, kullanıldığı alana bağlı ola­rak biçimsel değişiklik gösterir.

Düşünce İzleme 

Bir karakterin aklından geçen ve duyamadığımız, düşünceleri açığa vurulur. Bir kümedeki katılımcılar canlandırmalarını yaparken bir pozisyonda donarlar. Öğret­men/lider o kişilere düşünce ve duygularını yüksek sesle ve birkaç tümceyle an­latmaları için soru sorar. Bu her bireyin omzuna hafifçe dokunma ya da onların başının üstünde mukavvadan yapılmış bir düşünce balonu tutmayla olur. Seçenek olarak düşünce izleme, sınıfın bir üyesinin sınıf içindeki bir karakterin duygularını ve düşüncelerini yüksek sesle söylemesi biçiminde de olabilir. Bu teknik, kolaylık­la “Donuk İmge” tekniğiyle birleştirilebilir. Aynı oranda doğaçlama için yararlı bir belirtidir.

Forum Tiyatro 

Forum tiyatro, bir tiyatro türü olmakla birlikte toplumsal konuları ele alması ve de­ğişik yaklaşım ve çözümler üretmeye olanak sağlaması, izleyen ve izleneni oyuna katması nedeniyle eğitimde drama çalışmalarında bir teknik olarak da kullanılmak­tadır. Kendi başına bir drama tekniği değildir.
Bir oyun bölümü ya da doğaçlama, küçük bir küme tarafından oynanırken oyunun herhangi bir yerinde oyuncuların ya da izleyicilerin oyunu durdurup (don­durup) oyunun gidişine müdahale etmeleridir. Rol alabilirler, rol kişilerini sorgula­yabilirler, oynanan oyunun seyrini değiştirebilirler. Bu bağlamda sorunun nasıl çö­züleceğine ilişkin yanıtlar aranır. Yalnızca oyuncular sorumlu değil, aynı zamanda gözlemciler (izleyiciler) de sorumludur. Çünkü onlar da oyunun yönünü etkileye­ceklerdir. Böylece katılımcıların ya da gözlemcilerin dramayı kurallı biçimde etki­lemelerine izin verilmiş olur. Dramada yeni denemeler için bir çeşit deney ortamı gibidir. Sürecin değerlendirilmesi için çok uygun bir tekniktir.

Geriye Dönüş 

Drama sürecinde, rol kişi ya da kişileri saniyeler, dakikalar, günler ya da yıllar ön­ce olan olayları canlandırır. Bu süreç karakterlerin geçmişlerini, odaklandıkları ya da içinde bulundukları durumu görmelerini sağlar. Aynı zamanda bugünle de bağ­lantı kurmaya yardımcı olur. “Dramatik geçmiş ve şimdi” kavramları arasındaki iliş­ki, oyun ya da doğaçlama devam ederken geçmişte yaşanmış olan sahneler, arala­ra serpiştirilerek pekiştirilebilir. Bir karakterin geçmişinde yaşanmış önemli bir sah­ne “Donuk İmge” ile ya da sahnenin değişik yerinde canlandırılabilir. Sözlü ya da sözsüz doğaçlama olarak gerçekleştirmek olasıdır.

İç Ses/Kafa Sesi 

Drama çalışmasında karakterlerin karşılaştığı bir sorunun karmaşık yönlerini ay­dınlatmak için bu teknik kullanabilir. Söz gelimi aralarında çatışma durumu olan iki karakter seçilir. Kümedekilerden iki kişi daha seçilir. Seçilen kişiler çatışan ki­şilerin iç sesi (kafa sesi) olurlar. O karakterin, sanki sesli olarak düşünüyormuş gi­bi çatışan düşüncelerini dile getirilirler ya da ahlaki ve siyasi tercihlere dayalı ola­rak karaktere önerilerde bulunabilirler. Öneriler, daha önceki süreçle ilişkili olma­lıdır. İç ses, sahibinin sesi gibi de düşünülebilir.
Bu teknikte karakterler, karşılaşılan sorunların ayrımına daha fazla varırken di­ğerleri duruma karakterle birlikte girerek düşüncelerini belirtip gerilimi artırıp azaltabilirler.

Küçük Kümelerle Doğaçlama 

Genel katılımcı kümesi, küçük alt kümelere bölünerek ana temayla bağıntılı çalış­malar yapar ve yaptıklarını birleştirilerek bütünü oluşturur. Küçük kümeler halin­de herhangi bir olaya ilişkin değişik bakış açılarını yansıtmak için doğaçlamaların planlanması, hazırlanıp sunulmasına dayalı bir tekniktir.
Doğaçlamalar yaşantı ya da duruma ilişkin bireylerin var olan birikimlerini yan­sıtmalarını sağlar. Düşüncelerin belli biçimde düzenlenmesi, içeriğin seçilmesi, ka­rakterlerin belirlenmesi, olay ve diyalogların oluşturulması, eylemde bulunabilme becerilerinin geliştirilmesi ve canlandırmada güvenin sağlanması önemlidir.


Dramatizasyon

Oyunlaştırma (Dramatizasyon) tekniğinde metne bağlı oyunlaştırma esastır. Konu­nun, metnin seçimi, rollerin dağıtımı daha çok öğretmen/ lider tarafından yapılır. Söz gelimi öğretmen/lider katılımcılara roman, öykü, şiir gibi yazın türlerinden bi­rinin tümü ya da bir bölümünün metnini okur ya da anlatır. Ardından rolleri dağı­tır ve çocuklardan, öyküyü canlandırmalarını ister. Bu tür canlandırmalarda tiyat­roya benzer bir çalışma süreci izlenir. Oyunlaştırma (Dramatizasyon) tekniğinde, öykünün çocuklara yönelik olması, sahne ve giysilerin öyküde anlatılan gerçek ha­vayı yansıtıcı, karakterlerin ise ilginç olmasına özen gösterilmelidir. Öğretmen dramatizasyon etkinliklerinde daha çok süreci kenardan yönetir, rol almaz. Katılımcı­lar öğretmen tarafından verilen rollere bağlı kalarak beden dili ya da sözel olarak canlandırmalar yapar, kendilerine verilen metinde bulunan karakterleri canlandı­rırlar 

Öğretmenin Rol Alması (Teacher İn Role)

Dramatik kurguyu biçimlendirmek için çok önemli bir tekniktir. Drama çalışmala­rında öğrencilerle birlikte öğretmenin de rol alması anlamına gelir. Bunun için bü­yük sanatçılık becerilerine sahip olmak gerekmez. Öğretmenlerden beklenen ço­cuklardan en iyi tepkiyi alabilmek için onları eyleme geçirebilme gücüne sahip ol­maktır. Özellikle çocuklardan rol içinde yardım ve öneri isteyen birinin rolüne öğ­retmenin girmesi durumunda önemli kazanımlar elde edilebilir. Öğretmen aynı za­manda drama lideri olabilir, akran olabilir ya da dersin gelişimi için yararlı herhan­gi bir rolü oynayabilir. Öğretmen çocuklardan soru sormalarını isteyebilir. Oyunun gelişimine göre onları özel bir kümenin üyesi rolüne sokabilir ve onları cesaretlendirebilir. Eğitimde dramanın özünü çatışmalar oluşturur. Öğretmenin role girmesi tekniğinde önemli olan bu ikilemleri ve çatışma anlarını zenginleştirmektir. Öğret­menin role girdiğini ya da rolden çıktığını göstermek için bir kostüm giymesi ya da elinde bir şey tutması vb. bir belirteç kullanması gerekir.


Ritüeller- Seremoniler 

Drama içinde öğrenciler, yıl dönümleri, inanç ve değer sistemlerine uygun olarak ritüeller ve seremoniler düzenlerler 

Rol İçinde Yazma 

Çocukların/katılımcıların, ele alınan içerik doğrultusunda ve canlandırılan roldeki kişinin ağzından rapor, mektup, kartpostal, çağrı yazısı, mahkeme karar yazısı, toplantı duyurusu vb. yazmalarıdır. Sürmekte olan etkinliğe yön vermek, gerilimi arttırmak ya da yeni bir düşünceyi devreye sokmak üzere öğretmen tarafından gönderilir. Bunu ayrı ayrı yapabilecekleri gibi, ikili, üçlü kümeler hâlinde ortakla­şa da yapabilmektedirler. Çocukların okuma-yazma becerilerini geliştirmelerine el­verişli, etkili ve yaygın bir tekniktir.

Rol Kartları

Rol kartları, oynanacak olan rol kişilerini ve kişilerin içinde bulunduğu koşullar hakkındaki ayrıntılı bilginin iletilmesini sağlar. Bunlar eğitimcinin bir dizi değişik rolü birden tanıtmak için süre kazanmak istediği durumlarda yararlı olabilir. Ayrı­ca, eğitimcinin, çocukların kendi rollerinden başkasının ayrıntılarını bilmesini iste­mediği durumlarda kullanılır. Bu nedenle öğretmenin hazırladığı kartların, kulla­nılmadan önce katılımcılar tarafından görülmemelerine dikkat edilmesidir. Ortak tüm bilgilerin her iki kartta da bulunması gerekir. Kartların yararlı olabilmesi için temel doğaçlama becerilerine sahip olmak gerekir. Doğaçlama belli bir sona gide­bilir ya da sorun oluştuğunda, öğretmen/lider tarafından durdurulup karakterin ro­lü sorgulaması sağlanabilir. Bu çalışmalar bazı sahnelerin yeniden ele alınarak ge­nişletilmesini de sağlar


Sıcak Sandalye 

Eğitimde drama çalışmalarında çok dikkatli kullanılması gereken tekniklerden biri sıcak sandalye tekniğidir. Çünkü bu teknik daha çok psikodrama çalışmalarında kullanılır. Öğretmen ya da katılımcılar, sandalyeye oturtulan kişiye kesinlikle kişi­sel sorular sormamalıdırlar. Başka bir deyişle öznel yaşantılar, kişisel duygular, ça­lışmanın konusu durumuna getirilmemelidir. Bunların yanı sıra yöneltilecek soru­lar, bireysel sağaltım da içermemelidir. Belirtilen sorunlar dikkate alınmazsa psikodramanın çalışma alanına girilir ki bu da özel bilgi ve uzmanlık gerektirdiğin­den, denetlenemeyecek sıkıntılar ortaya çıkabilir. Öte yandan eğitimde dramanın amaçlarından da uzaklaşmış olunur.






Devamını Oku...

23 Haziran 2017 Cuma

Dr. Jale Yüksek ile Karbon Peeling Uygulaması



Merhaba dostlar...
Bugün sizlere karbon peeling deneyimi aktaracağım.

Geçen ay Sevgili Melis'in (@kapiskanıngunlugu) davet ile Dr. Jale Yüksek'in muayenehanesine gittik ancak o gün yüzümde başka bir işlem olduğu için karbon peeling uygulamasını yaptıramamıştım. Bugün karbon peeling uygulamasını yaptırabildim ve çok memnun kaldım. Tabii ben tek seans aldığım için bariz bir fark olmadı ama cildimde parlaklık ve gözeneklerde küçülmeyi hissettim.

Dr. Jale Yüksek bir taraftan bana  karbon peeling yaparken diğer taraftan da güzel bilgiler verdi. Dr. Jale Yüksek'in verdiği bilgileri kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.

Karbon peeling nedir?

Lazer ile yapılan profesyonel bir cilt bakımıdır.

Karbon Peeling neye yarar?

* Leke tedavisine,
* Gözeneklerin küçülmesine,
* Siyah noktaların ciltten temizlenmesine,
* Cildin yağlanmasını dengelemeye,
* Sivilcelerin küçültülmesine,
* Cildinizin matlığını almaya  yarar.


İşleme, yüz temizlenerek başlanıyor. Ardından yüze karbon sürülerek lazer işlemine hazır hale getiriliyor. Lazer ile atış yapıldığında o siyahlık gidiyor ve alttan cildinizin rengi görünmeye başlıyor. Sonra yüz tekrar su ile yıkanıp yeniden karbon peeling uygulamasına devam ediliyor. Burada amaç gözeneklerin daralması ve sivilce tedavisi.



Üst deriye zarar vermeden alttaki derinin hasara uğratılarak kolajen üretimini desteklenmesi sağlanıyor.

Karbon peeling yapılırken herhangi bir acı ya da ağrı hissetmedim. Sadece hafif bir karıncalanma hissi oldu.

Yazın da yaptırılabilir bir işlem olmasına rağmen sonrasında cildi çok iyi korumaya dikkat etmeli. Mümkünse çok dik ışınlarda dışarı çıkılmamalı ve güneş kremini ihmal edilmemeli.

Dr. Jale Yüksek karbon peeling uygulamasının 4 seans sonunda bariz farklar yaratacağını söyledi.

Her cilt tipine uygulanabildiği gibi hassas ciltlere de uygulanabiliyor.

Hamilelere tavsiye edilmezken emziren annelerin rahatlıkla kullabileceği bir yöntem olduğunu da yazmadan geçmek istemiyorum.

Benden bu kadar... Sorularınız olursa lütfen sorun, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

Daveti için @kapiskaningunlugune, verdigi emek ve bilgiler için Dr. Jale Yüksek'e çok teşekkür ederim.

Ayrıca sevgili Melis'in yaptığı birbirinden şık cüzdanlardan hediye edildi.  Isteyenler @melisindesingatolyesi 'ne bakabilir.


Sevgiler...

Devamını Oku...

13 Haziran 2017 Salı

Moiva



Sevgili İlknur'un "anneler günü" etkinliğinde "Moiva" dan çok şirin bir paket aldım. İçini açtığımda bir kadının ihtiyacı olan güzel hediyeler hazırlandığını gördüm.

Çay, çikolata, sıcak su torbası, çorap... Sizlere neyi hatırlatıyor? Eveeetttt dediğinizi diyar gibiyim. Bizlere PMS dönemlerimizde lazım olan her şey diyebilirim.

Bu dönemde ayaklarımız çok üşür, kramplarımız olur ve rahatlatıcı çaylara , çikolataya ihtiyacımız olur.

İşte Moiva biz kadınları düşünmüş ve çok güzel bir kutu hazırlamış.
Anne-kız paketicanlandıran paketdopdolu paketgülümseten pakethalden anlayan paketkeyif dolu paketminik sırlar paketineredesin Spidermen paketineşelendiren paketölçülü mutluluklar paketişımartan paket ve tazelik paketi olarak adlandırılan bu paketlerin içerikleri de oldukça zengin.

Bence en kısa zamanda MOIVA'nın sitesine göz atın.✌

Sağlıklı, mutlu günler diliyorum.
Devamını Oku...
blog şablon tasarım sosyal medya kafe
DENEYİMLİ ANNE COPYRİGHT © 2015 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.BLOGUMDA YAYINLANAN YAZILARIN VE RESİMLERİN İZİNSİZ KULLANILMASI 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASINA AYKIRIDIR.
www.deneyimlianne.com’ da yer alan tüm bilgiler, kişisel deneyim ve araştırmalarımdır.Tedavi ve teşhis özelliği taşımaz,
sadece tavsiye ve bilgilendirmeye yöneliktir.Her bireyin gereksinimlerinin farklı olduğu göz önüne alındığında, kendinize ve çocuğunuza özel yöntemler için mutlaka konunun uzmanına başvurun.