Çocuğa
ödül ve ceza verilmeli mi verilmemeli mi? Bununla ilgili birçok ayrı düşünce var. Kimisi ödül ve cezanın olması gerektiğini savunurken kimisi olmaması üzerinde duruyor. Kimi zaman da ödülün olması gerektiği cezanın ise olmaması gerektiği ile ilgili yazılar okuyorum.
Özellikle ceza ile ilgili çok farklı düşünceler söz konusu. Her şeyin modası olduğu gibi bunun modası da var ve bir ara birçok kişi cezanın olmazsa olmazlardan olduğunu savunurken şimdilerde cezanın kesinlikle çocuk eğitiminde olmaması gerektiğini savunuyorlar.
Benim düşüncem ise ödülün arada olması, cezanın ise kesinlikle olmaması gerektiğinden yana!
Ceza konusunu Dr. Üstün Dökmen çok komik bir dille anlatıyor. "Mesela siz bir çubuk ile yaban arılarını rahatsız ettiniz oradan geçen bir fil de gelip hortumu ile size vursa nasıl olurdu?:))) Bunun müeyyidesi arıların sizi sokmasıdır" diyor. Hakikaten öyle, düşünsenize yaptığınız her hatadan dolayı cezalandırılsak cezasız günümüz olmazdı herhalde!
Benim oğlum 3.5 yaşında, hayatı henüz öğrenmeye başladı. Yanlışları da olacak doğruları da. Her yanlış yaptığında onu cezalandırsam bir daha hata yapmaya korkar herhalde! Zaten sırf korkuğu için hata yapamaz ama benim olmadığım her yerde o hareketi deneme olasılığı oldukça yüksek! Yani ben onu eğitmiş olmayacağım sadece benden korktuğu için o hareketi yapmamış olacak bu da ne kadar sağlıklı ki! Hem kendisine sürekli ceza veren birini de ne kadar sevebilir o da tartışılır! Annesi olmamdan dolayı içinde kıvılcımlar olabilir ama eminim ki öfkesi daha büyük olacaktır!
Ceza öfkeyi doğurur ve sonucu sürekli olmaz diye düşünüyorum. Peki ceza vermezsek bazı davranışları nasıl kazandıracağız ona? İstemediğimiz davranışları yapmakta ısrar ederse ne yapacağız? Biliyorum aklınızdan bu sorular geçiyor. İşte burada da uzmanlar "geri bildirimden" bahsediyorlar. Nedir bu geri bildirim? Asortik asortik konulmuş terimlerle değil de benim okuduklarımdan anladığım şekli ile bahsedeyim size geri bildirimden! Yani "vicdan oluşturma" dan bahsediyorlar. Ben de kesinlikle bundan yanayım. Bir düşünsenize size iyi davranmış, sevgi duyan birine karşı ne kadar fütursuz kalabilirsiniz? Onun söylediklerini yapmaya çalışmaz mısınız? Buradan kasıt her dediğini yapmak değil, yapmasanız bile onu kırmadan üzmeden anlatmaya çalışmak! Böylesi bir hareket daha uzun vadeli olmaz mı?
"Vicdan" üzerinde durulması gereken bir konu. Çünkü çocuklarımızı yetiştirirken "karşılığında bir şey yoksa iyilikte yok" anlayışını veriyoruz! Bu çok tehlikeli ve çıkarcı bir anlayış! Her iyiliğin ardından bir çıkar sağlamaya çalışmak çocukların ileride hayatlarını nasıl etkileyeceğini düşünsenize! Korkunç bir şey yeni yetişen nesillerimiz için!
Ben ceza vermek yerine, oğluma "alternatif sunmayı " ya da yaptığı davranışın "doğal sonucuna" katlanmasınına izin vermeyi doğru buluyorum ve elimden geldiğince bu yöntemleri uygulamaya çalışıyorum.
Mesela markete gittik ve oğlum bir sürü şey almak istiyor ben de almasını tasvip etmiyorum, burada ona "en çok hangisini almak istiyorsan arasından seç onu alalım" diyorum birini seçip getiriyor. Ya da yemekten önce çikolata yemek istiyor "yemekten sonra tabii ki yiyebilirsin" diyorum.
Doğal sonucuna katlanmasına izin vermekte bazen iyi oluyor. Karla oynamak istediğinde eldivenlerini giymesini söylemek yetmiyor bazen ama ona izin verip elleri soğuktan yanmaya başlayınca ne demek istediğimi daha iyi anlıyor. Zarar vermeyecek hareketlere izin vermek gerçekten çok etkili oluyor.
Ödüle gelince, Pedagog Adem Güneş çocuklara ödül verilmesini doğru bulmuyor. İvan Pavlov'un hayvanlar üzerinde uyguladığı "şartlı refleks" deneyinin insanlar üzerinde uygulanmasına ve psikoloji bölümlerinde ders olarak gösterilmesine karşı! Aslında çok da haksız değil! Evet birçok deney önce hayvanlar üzerinde yapılıyor ve buradan çıkarılan sonuçlara göre ilaçlar üretiliyor. Bunun doğruluğu yanlışlığı da tartışılırken aslında bir şeyi unutuyoruz. Biz insanız ve irademiz var. Hayvanlarda olmayan bir şeyi nasıl olur da kendimize uygularken bu kadar rahat davranırız? İrade nedir? Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücüdür. Bu sebeple şartlı refleksin insanlar üzerinde uygulanması bence de çok sağlıklı değil!
Mesela çocuğunuz güzel bir karne getirdi ona bir hediye aldınız, karnesinde kırık getirince almadınız? Çocuk şöyle düşünmez mi? Annem babam beni başarılı olursam seviyor? Hele bazı duygularını henüz ayırt edemeyecek bir yaşta ise, henüz ilkokula gidiyor ise...
Zor bir durum öyle değil mi? Arada benim de kafam karışmıyor değil! Sürekli olmaması ve çok sık maddi ödüllere kaçılmaması sureti ile ödül verilebileceğini düşünüyorum. Ki ben tuvalet eğitimi esnasında ödül yöntemini kullandım. Ufak tefek hediyeler aldım ama bu iki üç gün kadar sürdü sonra bıraktık.
Yine burada da bazı uzmanlar "sarılmak, gülümsemek" gibi ödüller verileceğinden bahsederken, diğerleri bunların ödül denilmesine karşı! Ben de "ödül" denilmesine karşıyım! Ben oğluma ödül vermek için yapmıyorum ki gerçekten sarılmak istediğim için sarılıyorum. Onun büyüdüğünü gördüğüm için mutlu oluyorum ve gülümsüyorum. Yine tuvalet eğitiminde çişini kakasını lazımlığına yaptığında sarıldım ama ödül olsun diye değil büyüdüğünü görmek beni mutlu ettiği için yaptım. Bunu bir ödül gibi düşünmek bana biraz samimiyetsizce geliyor! Neden öyle geliyor? Çünkü ödülün sözlük anlamı "bir iyiliğe, başarıya karşılık olarak verilen armağan, hediye" dir. Ben bunu karşılık için yapmıyorum ki neden adı ödül olsun?! Ama diğerleri ödüldür ve biraz kullanılabilir!
Benim düşüncelerim ve deneyimlerim böyle, sizler neler düşünüyorsunuz? Deneyimlerinizi bekliyorum.
Sevgiler...